Motivasyon kelimesi, kökenini Latince'de "hareket etmek" anlamına gelen movere fiilinden alıyor. Bu kök, İngilizce'deki ve Fransızca'daki motive kelimesine de temel oluşturuyor.
Motivasyon, bir hedefe yönelik davranışlarımızı başlatan, yönlendiren ve sürdüren süreçleri tamamı diyebiliriz. Bu süreçler de genellikle:
İhtiyaçlar (Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi gibi temel fizyolojik veya psikolojik gereklilikler)
Dürtüler (içsel biyolojik itkiler)
Arzular ve Hedefler (Bilinçli olarak peşinden koştuklarımız),
Dışsal Faktörler (ödüller, cezalar veya sosyal baskılar) gibi unsurlar tarafından etkileniyor.
Yaratıcı bir iş yapıyorsanız eğer; ister yazıyor, çiziyor, tasarlıyor ya da beste yapıyor olun, motivasyonu sürdürmenin ne kadar zor olduğunu bilirsiniz. İlham her zaman yanımızda olan bir dost eli gibi davranmıyor. Bazen beklenmedik bir anda, bazen de saatlerce süren bir çabanın sonunda kendini gösterebiliyor. Çünkü yaratıcılık heyecan verici olduğu kadar yorucu ve karmaşık da bir süreç.
Yaratıcı süreçlerin en büyük zorluklarından biri de, motivasyonu sürdürülebilir kılmak. Bu, hem zihinsel hem de duygusal bir dayanıklılık gerektiriyor. Öz disiplinimiz var diyebiliriz, akıl mantık çerçevesinde davranıyoruz da diyebiliriz, ama her gün motiveyiz diyemeyiz. Ama motive kalmayı başarabilmek, sürecin kendisinden keyif alabilmek için çok kritik bir öneme sahip.
20.yüzyılın en büyük yazarlarından biri olan Ernest Miller Hemingway, yaratım süreçlerinde kendisine yardımcı olan ve motivasyonunu sürdürülebilir kılacak bir teknik benimsemiş. Hemingway, yazma sürecinde bir sonraki adımın ne olacağını bildiği anda yazmayı bırakırmış. Bu yaklaşım, onun hem yaratıcı süreçlerini optimize etmesini sağlamış, hem de tıkanıklık yaşama olasılığını da ortadan kaldırmış.
"Yazma konusunda öğrendiğim en önemli şey, asla bir seferde çok fazla yazmamaktır. Asla kendinizi tüketmeyin. Ertesi güne bırakın. Önemli olan, ne zaman duracağınızı bilmektir. Hala iyi gidiyorken ve ilginç bir yere geldiğinizde ve bundan sonra ne olacağını bildiğinizde, durma zamanıdır. Sonra onu yalnız bırakın ve düşünmeyin; bilinçaltınızın işi yapmasına izin verin."
Hemingway Etkisi olarak da bilinen, kendisiyle özdeşleşen ikonik yazma tarzı tam olarak bu yaklaşım üzerine kuruluydu.
Bu yaklaşım, psikolojideki Zeigarnik Etkisi ile doğrudan bağlantılı. Zeigarnik Etkisi, insan beyninin tamamlanmamış işler ya da hikayelere odaklanma eğilimini ifade ediyor. Tamamlanmamış bir işi bırakmak, zihinde bir tür gerginlik yaratıyor ve bu gerginlik, o işe geri dönmemiz için itici bir güce sahip oluyor. Hemingway de bunu sezgisel olarak fark etmiş ve yaratıcı süreçlerinde bu etkiden faydalanmış görünüyor.
Çünkü uzun süre yoğun bir şekilde çalışmak, zihinsel yorgunluğa ve ilham kaybına neden olabiliyor. Özellikle üretkenliğin sürekliliğine ihtiyaç duyulan işlerde üzerimizdeki baskı daha da artabiliyor. Bu durum, yarattığımız eserlere olan güvenimizi dahi sarsabiliyor ve "yeterince iyi değilim" düşüncesini de tetikleyebiliyor.
Bu noktada, sürdürülebilir motivasyonun sırrı, sürecin kendisine odaklanmak. Sonuç odaklı düşünmek yerine yaratıcılık sürecinin bir yolculuk olduğunu kabul etmek, üzerimizde oluşan baskıyı da hafifletmeye yardımcı olabilecek bir bakış açısı. Ernest Hemingway’in yazma sürecinde uyguladığı teknik gibi, bir sonraki adımı belirleyip, ilmeği doğru yerde atıp çalışmayı bilinçli bir şekilde bırakmak, tazelenmiş bir zihinle işe geri dönmemize yardımcı olabilir.
Ezcümle, motivasyonu sürekli yüksek tutmak mümkün olmayabilir, ama sürdürülebilir hale getirmek akıl oyunları ile mümkün. Bu iniş çıkışların tamamının yaratıcılığın doğal bir parçası olduğunu da aklımızdan çıkartmamak faydalı olacaktır. Kendimize karşı sabırlı olarak ve en küçük bir adımın bile büyük bir başlangıç olabileceğini unutmamalıyız.
Hemingway ve Zeigarnik Etkisi, bunu başarmak için bizlere yardımcı olabilecek harika araçlar.
Motivasyonunuzu kaybettiğinizde, Hemingway’in şu sözünü hatırlamayı unutmayın:
"Ne olacağını bildiğiniz noktada durun."
Çünkü bu, her zaman geri dönecek bir başlangıç noktası bırakmanızı sağlayacak.
İyi ki Podcast'in son bolumunde yani 41. bolumde bu konuyu inceliyorum.
Hemen dinlemek isterseniz bu linkten ulasabilirsiniz: https://open.spotify.com/episode/7zgu33TxWloQ89nDDv5oQM?si=f8kDDe-pQVys9zXI86mRCQ
Ayrıca İyi ki podcast Instagram hesabına da gelmeyi unutmayın. instagram.com/iyikipodcast
Sevgiler
Benay Durmaz Güner
Comentarios